Beyin Çipi Takacağımız Gelecek Yakın Olabilir mi? | robot_dreams
should_authorize_via_email
email.input_code tel.input_code
 
email.code_actual_for tel.code_actual_for
apply_exit_text
session_ended
to_homepage
Beyin Çipi Takacağımız Gelecek Yakın Olabilir mi?

Beyin Çipi Takacağımız Gelecek Yakın Olabilir mi?

Elon Musk’ın Neuralink şirketinin ilk insanlı testini, beyin-makine arayüzü (BCI) alanında gerçekleşen gelişmeleri ve gelecekte bizleri nelerin beklediğini inceliyoruz.

2023 yılında FDA’dan insanlı testler için onay alan Neuralink, şirketin sahibi Elon Musk aracılığıyla 30 Ocak’ta ilk implant transferinin gerçekleştiğini duyurmuştu:

“Dün ilk kez bir insana Neuralink implantı yerleştirildi. İyileşme süreci iyi gidiyor. İlk sonuçlar, nöron aktivitesi açısından umut vadediyor.”

X platformunda yayınladığı gönderinin ardından, Neuralink’in ilk ürününün “Telepathy” olduğunu açıklayan Musk, Telepathy sayesinde kullanıcıların zihin gücüyle telefon, bilgisayar ya da bunlara bağlı tüm akıllı cihazları kontrol edebileceğini ekledi. Ürünün ilk kullanıcıları ise uzuvlarını kullanamayan kişiler olacak.

Oldukça riskli olan bu işlem ile ilgili henüz başka bir detay bulunmuyor. FDA’dan çalışma için “erken fizibilite” onayı aldığından, Neuralink hastalara cihazın implante edildiği ve izlendiği tesis, katılımcı sayısı ve öngörülen tamamlanma tarihi de dahil olmak üzere süreçle ilgili temel ayrıntıları bile açıklamak zorunda değil.

Uzmanlar, standart bir klinik araştırmanın aksine, bu tür çalışmaların şirketlerin bir ürün konsepti geliştirmesine olanak sağladığını ancak güvenliği veya etkinliği kanıtlamak için tasarlanmadığını belirtiyor. Neuralink'in yürüttüğü erken fizibilite çalışmaları, deneme ayrıntılarının ABD Ulusal Sağlık Enstitülerinin web sitesi ClinicalTrials.gov'da yayınlanması zorunluluğundan muaf.

FDA’nın bu tür çalışmalarla ilgili ayrıntıları açıklaması yasak olmakla birlikte herhangi bir sorunu gönüllü olarak açıklama konusunda şirkete güvenmek zorunda. Olumsuz bir olayın hastalar için "makul" bir risk teşkil ettiği kabul edilirse, sponsorun reddetmesi halinde FDA denemeyi durdurabilir.

Bu, Musk'a Neuralink'in ilerleyişi üzerinde daha fazla hakimiyet sağlıyor. Uzmanlar ise, Musk'ın Tesla'dan SpaceX'e kadar tüm projelerini kamuoyuna abartılı bir şekilde yansıtmasından dolayı, bu durumun endişe verici olduğunu belirtiyor. Peki Neuralink’in esrarengiz çalışmaları neyi amaçlıyor ve bugüne kadar neler başardılar?

beyin çipi, neuralink, elon musk

Neuralink neler yapıyor?

Neuralink, Elon Musk ve sekiz nörologdan oluşan bir ekip tarafından 2016 yılında kuruldu. Şirket, misyonunu “bugün tıbbi ihtiyaçları karşılanamayan bireylere otonomilerini geri kazandırmak ve gelecekte insan potansiyelinin kilidini açmak için genelleştirilmiş bir beyin arayüzü oluşturmak” olarak açıklıyor.

Şirketin insanlı testleri henüz yeni başlamış olsa da, geçtiğimiz yıllarda domuzlar ve maymunlar üzerinde başarılı sonuçlar elde ettikleri deneyler gerçekleştirmişti. 2021 yılında Pager adında bir maymuna beyin çipini yerleştiren şirket, altı haftalık bir süre zarfında Pager’ın beyin aktivitelerini kaydetti. Bir joystick ile Pong oyunu oynatılan Pager, kaydedilen beyin aktiviteleri sayesinde joystick yardımı olmadan zihniyle Pong oynamayı başardı.

Uzmanlar, hayvanlı deneyleri ve son implant transferinden başarılı sonuçlar elde eden Neuralink’in misyonuna ulaşması için öncelikle uzun vadeli sonuçlarını yayınlaması gerektiğini düşünüyor. Neuralink, bu anlamda PRIME (Precise Robotically Implanted Brain-Computer Interface) ismini verdikleri çalışma altında gönüllü hastalara ulaşmaya devam ediyor. Bu gelişmeler ne kadar heyecan verici gözükse de, Elon Musk sayesinde gündemde geniş yer edinen şirket, aslında beyin-makine arayüzü üzerinde çalışan ilk girişim değil. Avustralya bazlı Synchron şirketi geçtiğimiz yıllarda insanlı testler gerçekleştirerek başarılı sonuçlar elde etti. Yatırımcıları arasında Jeff Bezos ve Bill Gates gibi dev isimlerin bulunduğu Synchron, Neuralink ile benzer amaçlar doğrultusunda ilerlese de iki şirketin süreçleri ve teknikleri farklılıklar gösteriyor. Gelin bu farklara ve beyin-makine arayüzünün geleceğine birlikte göz atalım.

Neuralink vs. Synchron

Synchron, 2012 yılında Thomas Oxley ve Nicholas Opie tarafından Avustralya’da kuruldu. İlk BCI cihazını 2016 yılında tanıtan şirket, 2017 yılında FDA tarafından insanlı testler için onay aldı. Şirket, sektörde FDA’dan onay alan ve başarılı sonuçlara ulaşan ilk girişim ünvanına sahip. Stentrode ismini verdikleri cihazı felçli ve ALS hastalarına yerleştiren şirket, hastaların zihin gücüyle bir tableti kontrol edebilmesini sağladı.

Synchron’un üzerinde 16 elektrotlu bir dizi bulunan Stentrode isimli cihazı, şah damarına yerleştiriliyor ve beynin motor korteksinin yakınındaki bir kan damarına doğru kıvrılıyor. Cihaz hedefine ulaştığında, kan damarının iç duvarına yaslanan tüp benzeri bir iskeleye dönüşüyor. Daha sonra, yakındaki beyin dokusundan gelen elektriksel aktiviteyi kaydediyor. Stentrode, kabloyla göğüsteki küçük bir alıcı-vericiye bağlanıyor ve bu sayede veriler kablosuz olarak harici bir dijital cihaza gönderiliyor.

Neuralink’in N1 çipi ise beyin aktivitesini kaydeden 1024 elektrot ve 64 esnek polimer iplik içeriyor. Şu ana kadar geliştirilen tüm BCI’lardan daha fazla elektrota sahip N1, implant işlemi için geliştirilen bir robot tarafından kişinin beynine yerleştiriliyor. Şirketin iddialarına göre işlem 30 dakika sürüyor ve genel anestezi gerektirmiyor. Synchron, bu anlamda açık beyin ameliyatı gerçekleştirmeden cihazı kişinin damarlarından yerleştirmeyi başarıyor olsa da, N1 daha geniş bir veri bandına sahip.

Synchron, aynı zamanda Neuralink’in aksine gerçekleştirdikleri çalışmaları ClinicalTrials.gov üzerinden yayınlıyor. Şirketin CEO’su Tom Oxley, son 10 yıl içerisinde 25’ten fazla çalışma yayınladıklarını, gelecekte de klinik ve bilimsel topluluğun bir parçası olmak istediklerini belirtiyor. Synchron, bu yıl içerisinde cihazlarını ticari olarak piyasaya sürmeyi hedefliyor.

Misyon anlamında da Synchron felçli ve beyin hasarı almış bireylerin hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlarken, Neuralink bir adım ileriye giderek insanların zihin gücüyle bilgisayarları kontrol etmelerini, sanal ve artırılmış gerçeklik ortamlarıyla etkileşimlerini ve insan zihni ile yapay zeka arasında entegrasyon kurmayı hedefliyor.

Beyin-makine arayüzü alanında gerçekleşen gelişmeler gelecekte iki dev şirkete yeni rakiplerin çıkabileceğini de gösteriyor.

Beyin-makine arayüzünü gelecekte neler bekliyor?

Neuralink'in ilk hedefleri, beyin ile vücut arasındaki iletişim yolları bozulduğunda kaybedilen işlevlerin geri kazanılmasına odaklanıyordu. Bu anlamda, şirketin ilk ürünü olan Telepathy’nin felçli insanlar için iletişimi veya hareketi yeniden sağlayacağı öngörülüyor. Elon Musk, Neuralink'in ikinci ürününün ise körlerin yanı sıra görme sorunu olan diğer kişilerin de görme yeteneğini geri kazanmaya yönelik olabileceğini öne sürdü. Musk, Neuralink çipinin görsel korteksin bazı kısımlarını uyararak "beyne doğrudan görüş" aktarabileceğini, hatta göz ile beyni birbirine bağlayan optik sinirin kaybolduğu yerde görme yetisinin yeniden kazanılabileceğini belirtti. Ürünün isminin “Blindsight” olduğunu açıklayan Musk, önümüzdeki birkaç sene içerisinde insanlı testlere başlayabileceklerini de ekledi.

Neuralink'in uzak geleceğe dönük hedeflerinde ise, kaybedilen işlevlerin yeniden kazanılmasından çok daha fazlası yer alıyor. Musk, uzun vadede beyin arayüzü teknolojisinin insanların makinelerle birleşmesine, zihinsel kapasitenin yükselmesine, gelişmesine ve hatta yeni beceriler eklemesine yardımcı olacağını umuyor. Cihaz, bilgisayarlarla ve cihazı kullanan diğer insanlarla iletişimi hızlandırmak, örneğin hafıza kapasitesini artırmak veya insanların erişemeyeceği hassasiyetlerde ve spektrumlarda en ince ayrıntıyı görmek veya duymak için kullanılabilir. Musk, yapay zekanın giderek daha hızlı geliştiği bir çağda insanların güncel kalabilmesi için bu tür implantlara ihtiyaç duyacağını savunuyor.

Bu gelişmeler, bir yandan ancak bilim kurgu filmlerinde şahit olduğumuz sahnelerin gerçek olabileceğini gösterirken öte yandan ciddi riskler barındırıyor. Örneğin, zihinsel mahremiyet, beyin verilerinin korunması ve bilgisayar korsanlığı gibi olası riskler henüz cevaplarından uzak olduğumuz soru işaretleri olarak endişe uyandırıyor. Beyin çiplerinin yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını veya yapay zeka karşısında insanlık olarak üstünlüğümüzü sağlamaya çalıştığımız çekişmenin nasıl sonuçlanacağını ise zaman gösterecek. Bu süre zarfında, çığır açan gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz!

Daha fazla makale
Mustafa Çamurlu ile yaptığımız röportajda, yazılım mimarisi alanında mikroservis, serverless ve event-driven mimarilerinin önemi ve yüksek trafikli uygulamalarda karşılaşılan zorlukları konuştuk.
Yüksek Trafikli Yazılım Mimarisi Eğitimimize katılın ve dijital dünyada fark yaratma fırsatını yakalayın!