23 Nisan Özel: Atatürk, Bilim, Teknoloji ve Kültür | robot_dreams
should_authorize_via_email
email.input_code tel.input_code
 
email.code_actual_for tel.code_actual_for
apply_exit_text
session_ended
to_homepage
23 Nisan Özel: Atatürk, Bilim, Teknoloji ve Kültür

23 Nisan Özel: Atatürk, Bilim, Teknoloji ve Kültür

Bu makalemizde bilim, ilim ve devamlı eğitimi mütemadiyen benimseyen robot_dreams ailesi olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle anıyor, onun teknoloji ve bilime verdiği kıymeti kaleme alıyoruz.

Atatürk'ün söylevlerinde bilim ve teknoloji en çok vurgulanan temalardan biridir. Kurtuluş Savaşı'nın ardından "Asıl iş şimdi başlıyor" diyerek “çağdaşlaşma” atılımının bilim ve teknolojiye dayalı kalkınmadan geçtiğini dile getirmektedir. Bu süreçte bilim ve teknoloji, ulusal kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın temel taşlarından biri olarak görülmüştür. Bu dönemde bilimsel düşüncenin önemi her daim vurgulanmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki geri kalmışlık durumunun bu noktalardan geçtiği gözlemlenmiştir.

Ne oldu da Osmanlı Devleti ilim ve irfanda geri kaldı? 

Osmanlı Devleti'nin ilim ve irfanda geri kalmasının sebepleri çeşitlilik göstermektedir. Batı dünyası Orta Çağ karanlıklarıyla boğuşurken, Türk-İslam dünyası, özellikle 12. yüzyılda bilim ve teknolojide ilerlemiş durumdaydı. Ancak sonrasında bu durum tersine döndü. Batı, dogmatizmi aşarak Rönesans ve Reform gibi akıl ve bilim çağlarını başlatıp Sanayi Devrimi'ne geçiş yaparken, Osmanlı İmparatorluğu ve diğer İslam ülkeleri skolastik ve dogmatik düşüncelerin hakim olduğu bir döneme girdi. Örneğin, 1580 yılında İstanbul'da bir rasathane yıkılıyor ve 19. yüzyılda harita gösterimi gibi bazı bilimsel faaliyetlerin dine uygun olup olmadığı tartışmalarıyla vakit kaybediliyor. Ayrıca, teknolojik buluşların benimsenmesi de engelleniyordu. Gutenberg'in matbaası gibi önemli bir teknolojik yenilik 1400’lü yıllarda icat edilmesine rağmen Osmanlı İmparatorluğu’na 1700’lü yıllarda girerek 300 yıl kadar gecikmeli geldi.

Atatürk, milletin ve devletin işlerini hukuk, eğitim, çağdaş bilim ve çağın gereklilikleri doğrultusunda yönetmek ve çağdaş uygarlık düzeyine hızla erişmek için devlet yönetimini laiklik ilkesi üzerine kurmuştur. Atatürk öncesi dönemde gerçekleştirilen reformlar, kültür ve medeniyet farklılıklarının gölgesinde kalarak yalnızca teknolojiyi taklit etmekle sınırlı kalmıştır. "Hars" olarak adlandırılan kültürel değerler aktarılmadığı için bu reformlar, taklitçilikten öteye geçememiştir. Ancak, çağdaş uygarlığın asıl temeli, bu teknolojiyi yaratan dünya görüşü, yaşam biçimi ve zihniyettir. Bu unsurlar benimsenmeden, çağdaş bir dünya görüşüne sahip olunmadan toplumun değişimi ve gelişimi mümkün değildir.

Atatürkçülük

Atatürkçülük, bilim ve teknolojiyi her alanda temel alan bir yaklaşımı benimser ve çağdaş bilim ile teknik esaslarını rehber olarak kabul eder. Bu anlayış, bilim ve teknolojideki gelişmeleri yakalamayı ve hatta aşmayı hedefler, zira bu, her türlü mücadelede başarının anahtarıdır. Atatürk'ün modernleşme yolculuğunda vurguladığı başka bir kritik nokta, çağdaş düşüncenin toplumun her kesimine yayılmasıdır. Bu, planlı bir eğitim sistemi ve halk ile aydınlar arasındaki iş birliğini öne çıkarır. Eğitim, ulusun geri kalmışlığını ortadan kaldırmada ve kalkınmasında merkezi bir role sahiptir; dolayısıyla, eğitimin toplumun ve çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde evrilmesi gereklidir.

Akılcılık ve Bilim

Atatürk'ün temel yönlendiricisi akılcılık olmuştur. Bu nedenle Atatürk, Türk toplumunun her alanında bilimsel ve akılcı düşünceyi hakim kılmayı, yüzyıllarca geri kalmış ve kaderciliğe saplanmış Türk milletini yeniden canlandırmayı hedeflemiştir. Atatürk için, bu dönüşüm ancak akılcı bir yaklaşımla mümkündü, zira akılcılık doğal olarak bilimselliği gerektirir. Bilimler, akıl yoluyla gerçekleştirilen zihinsel faaliyetler sonucunda şekillenir. Akıl ve bilim, her türlü gelişme ve ilerlemenin anahtarıdır.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müsbet ilimdir.

— Atatürk’ün ifade ettiği gibi.

Çağdaşlaşma ve Gelecek Nesil

Çağdaş olmak, toplum ve devlet yaşamını akıl ve bilime dayandırmak, laiklik ilkesinin eğitim, politika ve yönetimde tam anlamıyla uygulanması ile mümkündür. Çağdaşlaşma, düşünce özgürlüğünü kısıtlayan skolastik ve dogmatik yapıları terk ederek bilimsel düşünceye geçişi ifade eder.

Atatürk'ün Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine taşıma vizyonunda iki anahtar unsur bulunmaktadır. İlki, geleneksel tutumları ortadan kaldırıp yerine çağdaş kurullar ve kurumlar oluşturmaktır. İkincisi ise, gelecek nesillere sağlanacak eğitimin niteliğidir. Atatürk, eğitimin temelinde düşünce, vicdan ve bilim özgürlüğünün olması gerektiğine inanmıştır. Çünkü Atatürk, bir toplumun ve devletin uygarlık düzeyini yükselten temel unsurun bilim olduğunu kavramış ve toplumsal hayatta batıl inançlara dayanan etkilerin ortadan kaldırılmasının şart olduğuna inanmıştır.

Bilim ve Teknoloji

Atatürkçülük, akılcılığı ve bilim ile teknolojiyi temel alarak her alanda ilerleme sağlamayı öngörür. Atatürk, çağdaş bilim ve teknik esaslarını her alanın rehberi olarak kabul etmenin zorunluluğunu vurgular; zira bilim ve teknoloji ilerlemesi, her türlü mücadelede başarı için temel koşuldur. Bu sebeple tüm faaliyetler, bilim ve teknoloji temeline dayandırılmalı ve bu alanlardaki sınırlar sürekli genişletilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda temel bir prensip olarak bilim ve teknolojinin esas alındığını Büyük Nutuk'ta dile getiren Atatürk, milletin siyasi ve sosyal yaşamında, fikri eğitiminde de ilim ve fenin rehber olacağını ifade etmiştir.

22 Eylül 1924'te Samsun'da öğretmenlere yaptığı konuşmada, "Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir" diyerek bilimin rehberliğini vurgulayan Atatürk, 1933'te 10. Yıl Nutku'nda bu düşünceyi "Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müsbet ilimdir" sözleriyle tekrarlamıştır.

Kültür

Atatürk, yeni Türk devletinin temelini kültür olarak tanımlamış ve bu kültürün millî özelliklere dayandığını vurgulamıştır. Bu çerçevede, demokrasi anlayışı ve hoşgörü, Türk insanının millî bir özelliği olarak kabul edilmelidir. Tarih de bu durumun doğruluğunu bizlere açıkça göstermektedir. Atatürk'e göre, Türk milletinin ilerleme yolundaki rehberi bilim meşalesidir, bu da tarihçe desteklenen bir gerçektir.

Atatürk, bilimin sadece teknolojiden ibaret olmadığını, bilimin teknolojiyi yaratan, ona hayat veren özgecil ve gerçekçi bir bilgi arayışı olduğunu belirtmiştir. Bu bilim anlayışı, matematik ve deneylere dayanır ve tecessüs ile, yani saf merakla harekete geçirilir. Bu, bilimin güvenilir ve sağlam bilgiye ulaşmak için gerekli olan disiplinli bir araştırma süreci olduğunu ifade eder. Atatürk'ün bu vurgusu, teknolojinin temelinde yatan bilimsel düşünceyi ve metodolojiyi ön plana çıkarır, böylece bilim ve teknolojinin birbirinden bağımsız olmadığını, ancak bilimle beslendiğini ve güçlendiğini gösterir.

robot_dreams ailesi olarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle, Mustafa Kemal Atatürk'ün öngörülerini ve bilime, eğitime olan sarsılmaz inancını anıyoruz. Atatürk, Türk milletini modern bilimlerle donatma misyonunu üstlenmiş ve bu yolda eğitimi, toplumsal dönüşümün merkezine yerleştirmiştir. Bizler de, eğitimin, ilmin ve irfanın ışığında, her bir bireyin potansiyelini tam anlamıyla ortaya koyabilmesi için çabalayan bir topluluk olarak, bu kutlu yolda ilerlemeye devam etmekteyiz.

Atatürk'ün vurguladığı gibi, bilim ve teknoloji, sadece birer araç değil, aynı zamanda toplumun ilerlemesi için vazgeçilmez temellerdir. Bu temeller üzerine kurulu bir eğitim sistemi, gelecek nesilleri sadece bugünün değil, yarının da zorluklarıyla başa çıkabilecek şekilde hazırlar. Öğrenme, keşfetme ve yenilik yapma cesareti ile donanmış bireyler yetiştirmek, bizim en büyük amacımızdır.

Bu özel günde, Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği bu bayramı, onların aydınlık geleceğine olan inancımızın bir simgesi olarak görüyoruz. Bilim meşalesiyle yürümeye devam etme sorumluluğumuz, robot_dreams olarak bizleri daha da motive etmektedir. Böylece, Atatürk'ün "muasır medeniyetler seviyesi" hedefine ulaşma yolunda, bilgi ve teknolojiyle donanmış, aydınlık yarınlara emin adımlarla yürüyen bir Türkiye idealine katkıda bulunuyoruz.

Daha fazla makale
robot_dreams Test Otomasyon Eğitimi’nin derinliklerine dalmaya hazır mısınız?
Elif Tuzlakoğlu ile robot_dreams'in yolculuğu, Türkiye'nin bilişim sektörüne adaptasyonu ve bu alandaki başarı sırlarını konuştuk.